Neden NFT, Metaverse veya kriptoya değil de alan adına yatırım yapmak daha mantıklı?

Yatırım dünyası sürekli değişiyor. Bir gün herkes kripto paraları konuşurken ertesi gün NFT’ler (dijital sanat eserleri) ya da metaverse (sanallaştırılmış dijital evrenler) popüler hale gelebiliyor. Ancak tüm bu parlayan fikirlerin yanında, pek fazla duyulmayan ama sessiz sedasız kazandırmaya devam eden bir alan var: Alan adı (domain) yatırımları.

Peki, neden bu “eski moda” yatırım aracı hâlâ bu kadar önemli ve güvenli?

Alan Adları: İnternetin gayrimenkulü

Alan adlarını, basitçe “internetin arsaları” olarak tanımlayabiliriz. Gerçek hayatta iyi bir lokasyondaki arsa nasıl kıymetliyse dijital dünyada da doğru bir alan adı aynı şekilde değerlidir. İyi bir alan adı, bir markanın internetteki vitrinidir. Örneğin, “haberler.com” gibi kolay hatırlanır ve jenerik bir alan adı, bir internet gazetesi için altın değerinde olabilir. Çünkü ziyaretçiler, o ismi gördüğünde neyle karşılaşacağını hemen anlar.

Gündemdekileri ve/veya son gelişemeleri öğrenmek isteyen birinin aklına gelebilecek ilk kelime doğal olarak “haberler”dir. Dolayısıyla bu ihtiyaçlarını gidermek için kullanıcıların arama motorlarına ilk olarak gireceği kavram da budur. Kullanıcıların arama yaparken kullandığı kelimeye en yakın sonucu getirmek isteyen arama motorları algoritmaları da bu kapsamda haberler.com’u üst sıralarda, hatta belki de ilk sırada gösterecektir.

NFT’ler ve metaverse ise hâlâ “geleceğin vaatleri” olarak duruyor. Yani, bir metaverse arsa ya da NFT sanat eserinin gelecekte değerlenip değerlenmeyeceği, değerlenirse bu istikrarını uzun süre koruyup koruyamayacağı tamamen belirsiz.

Risk azaltma: Alan adları daha istikrarlı

Aynı belirsizlik ve riskler, kripto paralar piyasaları için de geçerli. Bu piyasalardaki dalgalanmalar o kadar büyük ki bir sabah uyandığınızda yatırımlarınızın %50’sini kaybetmiş olabilirsiniz.

NFT’lerde ve metaverse arsalarında da durum farklı değil. Bugün “trendy” görünen bir proje, birkaç yıl içinde unutulabilir.

Alan adlarında ise durum çok daha sabit. Doğru bir alan adı, internet var oldukça değerini korur ve zamanla daha da artar.

Örneğin, “arabalar” anlamına gelen cars.com alan adı, 2017 yılında 872 milyon dolara satıldı. Bu, bir alan adı için şu ana dek ödenen en yüksek bedel olarak zirvedeki yerini koruyor. Onu 350 milyon dolarla “iş” anlamına gelen business.com ve 90 milyon dolarla lasvegas.com izledi. Üstelik bu alan adlarının bugünkü değeriyse satış değerlerinin çok daha üzerinde.

Gerçek dünya talebi: Alan adları olmazsa olmaz

Kitlesi sınırlı olsa da NFT’ler ve metaverse ürünlerine gösterilen ilgi her geçen gün artıyor. Kripto paralarsa daha geniş bir kitleye hitap ediyor olsa da büyük bir kısmı spekülatif yatırımcılar tarafından kullanılıyor. Ancak alan adlarına olan talepse bir süreklilik içinde. Çünkü bir web sitesi kurmak, bilinirliğini ve buna bağlı olarak da kazancını artırmak isteyen her yeni işletme için adeta bir zorunluluk. Web sitesi kurmak için de bir alan adına ihtiyaç var.

Dijitalleşme arttıkça ve işletmeler internet ortamında daha fazla yer aldıkça, iyi/doğru/isabetli alan adlarına olan talep de düzenli olarak artacak. Bu da kripto para, NFT ve metaverse’e kıyasla varlık ve istikrar konusunda daha fazla güven veriyor.

Başlangıç maliyeti ve kolaylık

Üstelik bu iki farklı dijital varlık arasında başlangıç maliyeti ve kolaylık konusunda da bir fark var.

  • Yıllık sadece birkaç dolarlık kayıt ücreti ödeyerek kolaylıkla bir alan adı satın alabilirsiniz. Eğer alan adını tercih ederken uzmanlık, çalışma ve/veya ilgi alanlarınızı göz önünde bulundurarak akıllıca bir seçim yaparsanız bu yatırım birkaç yıl içinde katlanarak geri dönebilir. Örneğin, 10 dolara alınmış bir alan adı, doğru alıcı bulunduğunda binlerce dolara satılabilir.
  • NFT ve metaverse ise kazanç elde edebilmek için hem alım sırasında yüksek maliyetler gerektirir hem de bu yatırımlar için teknolojik bilgiye sahip olmanız gerekir. Ayrıca, transfer işlemleri sırasında ciddi miktarda “gas fee” (işlem ücreti) ödemeniz gerekebilir. Üstelik pek çok ülkede kripto para regülasyonu da ya hiç yapılmış değil ya da yeni yeni yapılıyor. Bu da bu varlıklar ve kullanımları hakkındaki belirsizliği artırıyor.

Alan adı satışı her zaman daha kolay: 3 Milyon Dolarlık NFT’si elinde kaldı

İyi bir alan adı her zaman alıcısını bulabilir. “İyi bir alan adından kasıt nedir?”, “Kazanç getirecek bir alan adı alırken nelere dikkat edilmeli?” gibi sorulara bir sonraki yazılarımda değineceğim.

Ancak basitçe, özellikle jenerik, kısa ve kolay hatırlanır alan adlarının bu “iyi” alan adları arasında, yani son derece değerli olduğunu söyleyebilirim. “food.com” ya da “travel.net” gibi her sektörde alıcı bulabilecek alan adları, bu iyi alan adlarına örnek gösterilebilir.

NFT veya metaverse ürünlerinde ise alıcı bulmak çoğu zaman çok zordur. Yatırım yaptığınız bir NTF veya metaverse ürününü değerine uygun, kârlı bir şekilde satmanız yıllarınızı alabilir.

Örneğin, Malezyalı girişimci Sina Estavi, Twitter’ın kurucu ortağı Jack Dorsey’in ilk tweetini NFT olarak sertifikalanmış haliyle Mart 2021’de 2.9 milyon dolara satın aldı. Daha sonra onu 48 milyon dolara satışa çıkarsa da Estavi’nin söz konusu NFT için alabildiği en yüksek teklif yalnızca 6 bin 200 dolar oldu. Bu da ödediği paranın yüzde 0,2’sine denk geliyor. Beklediği teklifi alamayan Estavi, “Tweeti hiç satmayabileceğini” açıkladı.

Yasal güvence

Alan adları, uluslararası ve yerel düzenlemelerle korunur. Küresel ölçekte ICANN (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers), alan adlarının yönetiminden sorumlu temel kuruluş olarak karşımıza çıkar. ICANN’in geliştirdiği UDRP (Uniform Domain Name Dispute Resolution Policy), alan adı uyuşmazlıklarının çözümü için etkili bir mekanizma sağlar. Örneğin, kötü niyetle tescil edilmiş bir alan adı, bu politika sayesinde marka sahiplerine geri kazandırılabilir. Alan adı uyuşmazlıklarında, fikri mülkiyet hakları da önemli bir rol oynar. WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) da alan adlarıyla ilgili marka haklarını koruma ve uyuşmazlık çözümü konularında aktif bir kuruluştur.

ABD’de Anticybersquatting Consumer Protection Act (ACPA) gibi yasalar, kötü niyetli alan adı tesciline karşı yaptırımlar öngörürken, Avrupa’da GDPR (Genel Veri Koruma Tüzüğü), alan adı kullanıcılarının kişisel bilgilerinin korunmasına odaklanır. Türkiye’de ise “.tr” uzantılı alan adlarının yönetimi ve denetimi, 5651 sayılı İnternet Kanunu ve BTK’nın (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) düzenlemeleriyle sağlanır.

Tüm bu düzenlemeler, alan adlarının yasal ve etik çerçevede kullanılmasını ve fikri mülkiyet haklarının korunmasını sağlar.

Öte yandan, kripto para ve NFT’ler yasal belirsizliklerle karşı karşıya. Birçok ülke, bu dijital varlıkları nasıl düzenlemesi gerektiğini hâlâ tartışıyor. Gelecekte bir düzenleme gelirse, bu, yatırımlarınızın tamamen yasaklanmasına ya da ciddi vergilere tabi tutulmasına da yol açabilir.

Uzun vadeli güven

Alan adları, internet var olduğu sürece değerli olacak. Bugün bir işletme, alan adı olmadan çevrimiçi bir varlık oluşturamaz. Öyle ki kripto para borsaları, NFT alım-satım platformları, hatta her bir NFT üreticisi dahi ürünlerinin tanıtım ve pazarlaması için bir internet sitesi oluşturmaya, yani alan adı almaya mecbur.

Kripto paralar, NFT’ler ve metaverse projeleriyse teknolojinin gelecekteki yönelimlerine bağlı. Eğer teknoloji farklı bir yöne evrilirse, bu yatırımlar hızla değer kaybedebilir. Ancak tabii ki değer kazanma ihtimali de var.

Şanslar yüzde 50-50 ancak alan adı daha istikrarlı

Alan adları, yüksek riskli yatırımlardan uzak durmak isteyenler için güvenli ve istikrarlı bir seçenektir. İyi bir alan adı, dijital dünyada bir işletmenin kapısı gibidir. NFT’ler, metaverse ve kripto paralar ilgi çekici olabilir ama unutmayın: Her parlak fikir uzun vadede kazandırmaz.

Yatırım yaparken, modaya değil; uzun vadeli, sağlam temellere dayalı bir stratejiye güvenmek her zaman daha iyidir. Alan adları tam olarak bunu sunar. İnternetin geleceği, alan adlarına bağlı kalmaya devam edecek.

Ancak her şeye rağmen, NFT’ler ve/veya metaverse ürünlerine yaptığınız yatırımlarda işlerin yolunda gitme ihtimalinin yüzde 50 olduğunu da unutmamak gerek. Bu açıdan bu da alınabilir bir risk gibi duruyor. Ancak daha stabil ve istikrarlı bir piyasasının olması, risk oranının düşüklüğü ve -binlerce alan adı almayacaksanız- olası bir kötü gidişte yaşayacağınız kaybın ekonominize vereceği zararın küçüklüğü nedeniyle alan adına yatırım yapmak daha mantıklı duruyor.